Sendikacılık, Doğu kültüründe (10.yy.) Ahilik teşkilatıyla Batı kültüründe ise sanayi devriminin (18.yy.) ardından ortaya çıkmıştır. Temel gayesi, özelde emekçi sınıfının örgütlenmesiyle çalışanların sosyal, ekonomik hak ve çıkarlarını arama mücadelesidir. Genelde ise insanların temel haklarını korumak olup refah payının artması için kolektif bir çalışma yürütmektir. Sendikalar, bu değerleri elde etme gayretiyle bir araya gelen insanların bulunduğu çatılardır.
Demokratik ülkelerde olmazsa olmaz bir kurum haline gelen sendikalar, hak arayışı, iş sağlığı ve güvenliği, ücret artış talebi, emeklilik ve sosyal haklar gibi alanlarda başta üyeleri olmak üzere çalışanların haklarının güvence altına alınması, çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve çalışma barışının sağlanması gibi işlevleri bulunan, gücünü örgütlülüğünden alan yapılardır.
Ülkemizde işçi sendikacılığının tarihi nispeten daha eskilere (1947) dayansa da kamu sendikacılığı çok zorlu yollardan geçilerek, çetin mücadeleler sonucu ancak 2001 yılında hayata geçirilebilmiştir.
Merhum Genel Başkanımız Mehmet Akif İnan ve arkadaşlarının bir masa ve birkaç sandalye ile başladıkları ve bugün alanında Türkiye’nin en büyük örgütlü gücü olan Eğitim-Bir-Sen, sendikacılığa farklı bir bakış açısı getirmiştir. Yakmadan, yıkmadan, kırmadan, dökmeden de hak aramanın mümkün olduğunu herkese göstermiştir.
Sendikacılığın en önemli hususlarından birisi de taleplerin gerçekleşmesi için uzun bir sürecin olabileceğini bilmektir. Bazen çok küçük bir kazanımın elde edilmesi dahi yılları bulabiliyor. İşte bu yüzden haklı taleplerden asla vazgeçmeden, pes etmeden, azimle bu mücadeleyi sürdürmek gerekir.
Okullara bütçe gönderilmesi meselesi bu yazdıklarımıza harika bir örnektir. Eğitim-Bir-Sen Genel Merkezimizin talep ve gayretlerinin yanında Eğitim-Bir-Sen Adana Şube yönetimine seçilmemizden sonra (10 yılı aşkın bir süredir) bizim de ısrarla dile getirdiğimiz ve gerçekleşmesi için çokça emek sarf ettiğimiz bir husustur bütçe meselesi.
Eğitim-Bir-Sen Adana Şube Başkanlığını devraldıktan sonra gündeme taşıdığımız ve adına “Belediye Modeli” dediğimiz bu talebimizin içeriği kısaca şuydu: "İlgili bakanlık (MEB), okullarımıza öğrenci ve öğretmen sayılarıyla fiziki ihtiyaçlarına göre bütçe ayırsın. Okulların ihtiyaçları da bu bütçeden karşılansın."
Belediye Modeli dememizin nedeni de gayet açık. Biliyorsunuz, belediyeler de İller Bankası’ndan nüfuslarına oranla bütçeden pay almakta ve hizmetlerini bu bütçeye göre yapmaktadırlar.
Yıllarca okullarda yöneticilik yapmış biri olarak Belediye Modeli teklifimiz hayata geçtiğinde kayıt dönemlerinde okullarda yaşanan tartışmaların da önüne geçileceğine inanıyorduk. Hatırlayın; bir öğrenci okula kaydolacağı zaman okullarımızda bağış vb. adlar altında yardımlar toplanmaktaydı. Bu bağışlar, okullarımızın ihtiyaçlarını gidermede kullanılıyor ve böylece çocuklarımız daha güzel şartlarda eğitim alabiliyorlardı. Biz ise bu uygulamanın yanlış olduğunu, zira okul idarecilerimizin ve öğretmenlerimizin aslî işinin eğitim ile uğraşmak olduğunu ve okullara para bulmanın eğitim çalışanlarımızın işi olmadığını ifade ediyorduk. Dikkat ettiyseniz bu yıl ilk kez medyada kayıt parası tartışmasına dair haberler yer almadı. Çünkü okullarımızın ihtiyaçları kendilerine ayrılan bütçelerle giderilmiş oldu.
Bu kapsamda, onlarca yılın ardından 2022-2023 eğitim-öğretim döneminde ilk kez temel eğitimdeki okullarımızın tamamının hesabına bütçeden para aktarıldı. Okullarımıza ayrılan bütçelerin yeterli olup olmaması hususu başka bir tartışmanın konusu olmakla beraber bizler, bu durumun çok önemli bir adım ve mühim bir kazanım olduğunu düşünmekteyiz. İnanıyorum ki bu uygulama yasal bir çerçeve altına alındığında eğitim çalışanlarımız daha rahat bir nefes alacaktır.
Okullara bütçe gönderilmesine onay veren başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere, bu konuda ortaya önemli bir irade koyan Millî Eğitim Bakanı Sayın Mahmut Özer’e buradan bir kez daha teşekkür ediyorum. İnancımız ve beklentimiz odur ki bir sonraki aşama olarak bu husus yasal bir zemine de oturtulur ve bugüne kadar yaşanan tartışmalar son bulur.
Büyük kazanımlar, büyük ve zorlu mücadelelerin ardından gerçekleşir. Belediye Modeli dediğimiz bütçe uygulaması da böyle bir kazanımdır. Hayırlı olsun.
Yüzyılın Acısı
Can Terler Anısına
MÜCADELE VE GURUR DOLU ON YIL
YETKİDE 10. GURUR YILIMIZA DOĞRU
Algıdan Olguya, Yalandan Gerçeğe
Kitaplar, Fikirler ve Yolcular
Uzman ve Başöğretmenlik Tartışmaları Üzerine
GEÇ GELEN ADALET, ADALET DEĞİLDİR
SABİT GELİRLİLERİ ENFLASYONA EZDİRMEMEK İÇİN ÇÖZÜM EŞEL MOBİL SİSTEMİDİR
Yeter Bize Vefa Elbiseleri
İLKSAN Yükümüz Değil Gücümüz Olmalı
DÖNEMİN EBÛZER’İ
DÂVÂ ARKADAŞIM, KARDEŞİM, HIDIR ÜNVERDİ HATIRASINA MUHABBETLE...
İnceleme/Soruşturma Sürecinde Takip Edilecek Yol ve Yöntemler 1
İnceleme/Soruşturma Sürecinde Takip Edilecek Yol ve Yöntemler 2
Ne Filyasyon Ama
Sözün Tükendiği Yerdeyiz
Ek Ders Ücretleriyle İlgili Sorun Devam Edecek mi?
Okulum Temiz Ama Nasıl?
Koronadan İhsan Süreyya Sırma'ya
11. BÖLGE TOPLANTISI EĞİTİM PROGRAMI'NIN ARDINDAN
O Açıklamaları Neden Yaptık?
Bu Teklif Okulların Maddi Sorunlarını Kökten Çözer
YENİ BİR DÖNEME BAŞLARKEN
SURİYE İZLENİMLERİ...
GÜN AYMADI
ÖZGÜRLÜK ve MEMUR-SEN
DEĞİŞİM LİDERLİĞİ
Yeni Tasarı Aday öğretmenler ve Yöneticilere neler getirecek?
GEZİ’NİN İMAM HATİP AYAĞI DİKKATLERDEN KAÇTI MI?
İz Bırakmak
Yüzyılın Acısı
Tatilde de Ara Vermeden Sizler İçin Çalışıyoruz
Hep Birlikte Yeniden
Prof. Dr. Aykut Gül Hoca'dan Üniversite Öğrencilerine Altın Değerinde Öğütler
Küresel Vicdani Çöküş Ve İnsani Duruş
BİR TEŞEKKÜRÜNÜZÜ ALIRIZ
Kalp Fenerini Söndürmeyenlere Selam Olsun
Çanakkale-Gazze Hattında İnsan-ı Kâmili Aramak
Bizimle canlanacak nice umutlara doğru
Örgütlü olmanın bereketiyle birleştik, birleştikçe büyüdük ve güçlendik
Psikopatik zevzeklerin kuru gürültüsü
Öğretmenlik Meslek Kanunu iptal davası
FİLİSTİN DİRENİŞİ, MÜSLÜMANLARIN GELECEĞİ VE EMPERYALİZMİN ÇÖKÜŞÜ