Eğitim-Bir-Sen Adana Şubemizin 6 yıldır sürdürdüğü “Kitap Okumaya V/Aktimiz Var” adlı kültür etkinliğimizde her ay bir kitabı okuyup arkadaşlarımızla birlikte o kitabın tahlilini yapmaktayız. Bu dönemde uygulayıp hayata geçirmek istediğimi önemli bir karar aldık. İlgili bu etkinliğimize katılamayan, özellikle de şehir dışındaki üyelerimiz ve kitap dostları için okuduğumuz her kitabın kendisi üzerine olan kritiğimizi yazıya döküp internet sayfamızdan paylaşacağız. Böylece daha önceden okumaya başladığımızı ilan ettiğimiz kitabı okuyan üyelerimize de düşüncelerimizi ulaştırmış olacağız. Bu kapsamda 2023 yılında okuyup değerlendirmesini yaptığımız ilk kitap olan, ünlü Rus yazar Dostoyevski’nin bugün bir dünya klasiği hâline gelmiş olan “Suç ve Ceza” isimli kitabıyla ilgili düşüncelerimizi yazıya döktük.
İstifade edebilmeleri dileğiyle hülasâmızı kitap dostlarının ilgisine sunuyoruz.
Kitap okumaya dair binlerce yazı yazılmıştır bugüne dek. Ancak sayının çokluğu ne kitap okumaktan alıkoyar bizi ne de bu konuda yazmaktan… Okudukça ve yazdıkça bereketlenir çünkü dünyamız.
Kitap okumak bir yolculuktur. Bazen tek başımıza çıktığımız, bazen yol arkadaşlarımızın olduğu, uzun ve macera dolu bir yolculuk. Bitmeyen bir serüvendir. Bilgiyle akitleşmek ve “anlamaya” vakit ayırmaktır. Bizim kitap okumaya dair aktimiz de vaktimiz de vardır elhamdülillah. Bu sözle yola çıkalı altı yıl olmuş. Altı yıldır vakit ayırarak, akdimize sâdık kalarak bu yola devam ediyoruz.
Kitaplar rotamız, beraber kitap okuduğumuz arkadaşlar ise yoldaşımızdır bu yolculukta. Her kitap sonrası yaptığımız değerlendirmeler ise azığımız. Zihnimizi, kalbimizi, ruhumuzu doyuran fikir azıklarımız. Kitabı bir defa okuyarak gittiğimiz kritikten bin defa okumuş olarak ayrılıyoruz. Her birimizin kitaptan çıkardığı hazine değerindeki fikirleri, duyguları, düşünceleri kendi okumamıza ekliyoruz. Bir azıkla oturduğumuz sofradan bin bir azıkla nimetlenerek kalkıyoruz. Sadece fikirler değil aslında kazancımız. Ortamın ruhu, enerjisi, şifâsı da siniyor üstümüze. Zihnen kuş gibi hafif ancak kurşun gibi ağır sorumluluklarla ayrılıyoruz her defasında.
En son 36. kitabımız için oturduk aynı masanın etrafına. Rus edebiyatının en meşhur yazarının en meşhur eserini inceledik. Dostoyevski’nin Suç ve Ceza’sını… Hepimiz hayatlarımızın farklı evrelerinde bu eseri okumuştuk aslında, ancak şimdi hep birlikte yeniden okumanın verdiği heyecan bambaşka. Birbirimizi görür görmez soran gözlerle baktık. Nasıldı bu seferki okumamız? Öncekinden farklı olarak neler gördük, neler dikkatimizi çekti? Ne çıkardık bu okumadan? Ne kattık heybemize? Konuşmaya başlayınca öyle bereketlendi ki konu, soframız şenlendi. Yalnızlıktan buhrana girmiş gençleri de konuştuk, mantığımızın esir aldığı vicdanı da. Suçun analizini de ele aldık, cezanın gerekliliğini de. Yazarın kendi dönemini mükemmel betimlemesinden, fakirlik ile sefillik arasındaki ince çizgiye; üstün insan ile basit insan ayrımından, merhamet ile suç işleme arasındaki bağa kadar ince eleyip sık dokuduk. Kimimizin rüyasına kadar girdiğinden dem vurduk, kimimiz “Raskolnikov Sendromu”na kadar genişletti mevzuyu. Hattâ bir ara kitabın içine girip karakterin evini dahi temizlemek istedik. Biraz güldük çokça düşündük. Bu kitabın neden hiç değer kaybetmediğini konuşurken ‘İnsanlık var olduğu sürece suç ve ceza da var olacak. O sebeple bu kitap güncelliğini asla yitirmeyecek’ diyerek noktayı koyduk.
37. kitabımıza karar verip yola kaldığımız yerden devam ediyoruz. Bu yolculuğun uzun sürmesini temenni ediyoruz. Akdimize vefa göstererek vaktimizi bu yola hibe ediyoruz. Rabbimizden yolumuzu bereketlendirmesini niyaz ediyorken aklımızdan hiç çıkarmamamız gereken ve nefis tespitleri ihtiva eden kıymetli bir pasajı da ilginize sunmak istiyorum.
“Özgün zekâ, okumayı kendi kişisel işleyişine bağlı kılmayı bilir. Okuma, onun için eğlencelerin en soylusundan, özellikle en soylulaştırıcısından başka şey değildir, çünkü sadece okuma ve bilme yoluyla zihin “en görgülü hali”ne kavuşur. Duyarlığımızın ve zekâmızın gücünü ancak kendi içimizde, ruhsal yaşamımızın derinliklerinde geliştirebiliriz. Ama bizim zihinlerimizin “görgüsünün” eğitilişi öteki okumuş zihinlerle ilişki içinde olur.”[1]
Hepimize hayırlı yolculuklar dilerim.
[1] Marcel Proust, “Okuma Üzerine”, Çev. Işık Ergüden, Notos Kitap, 3. Baskı, Şubat 2013, s. 52-53
Yüzyılın Acısı
Can Terler Anısına
MÜCADELE VE GURUR DOLU ON YIL
YETKİDE 10. GURUR YILIMIZA DOĞRU
Algıdan Olguya, Yalandan Gerçeğe
Okullarımız BELEDİYE MODELİ ile Nefes Aldı
Uzman ve Başöğretmenlik Tartışmaları Üzerine
GEÇ GELEN ADALET, ADALET DEĞİLDİR
SABİT GELİRLİLERİ ENFLASYONA EZDİRMEMEK İÇİN ÇÖZÜM EŞEL MOBİL SİSTEMİDİR
Yeter Bize Vefa Elbiseleri
İLKSAN Yükümüz Değil Gücümüz Olmalı
DÖNEMİN EBÛZER’İ
DÂVÂ ARKADAŞIM, KARDEŞİM, HIDIR ÜNVERDİ HATIRASINA MUHABBETLE...
İnceleme/Soruşturma Sürecinde Takip Edilecek Yol ve Yöntemler 1
İnceleme/Soruşturma Sürecinde Takip Edilecek Yol ve Yöntemler 2
Ne Filyasyon Ama
Sözün Tükendiği Yerdeyiz
Ek Ders Ücretleriyle İlgili Sorun Devam Edecek mi?
Okulum Temiz Ama Nasıl?
Koronadan İhsan Süreyya Sırma'ya
11. BÖLGE TOPLANTISI EĞİTİM PROGRAMI'NIN ARDINDAN
O Açıklamaları Neden Yaptık?
Bu Teklif Okulların Maddi Sorunlarını Kökten Çözer
YENİ BİR DÖNEME BAŞLARKEN
SURİYE İZLENİMLERİ...
GÜN AYMADI
ÖZGÜRLÜK ve MEMUR-SEN
DEĞİŞİM LİDERLİĞİ
Yeni Tasarı Aday öğretmenler ve Yöneticilere neler getirecek?
GEZİ’NİN İMAM HATİP AYAĞI DİKKATLERDEN KAÇTI MI?
İz Bırakmak
Yüzyılın Acısı
Tatilde de Ara Vermeden Sizler İçin Çalışıyoruz
Hep Birlikte Yeniden
Prof. Dr. Aykut Gül Hoca'dan Üniversite Öğrencilerine Altın Değerinde Öğütler
Küresel Vicdani Çöküş Ve İnsani Duruş
BİR TEŞEKKÜRÜNÜZÜ ALIRIZ
Kalp Fenerini Söndürmeyenlere Selam Olsun
Çanakkale-Gazze Hattında İnsan-ı Kâmili Aramak
Bizimle canlanacak nice umutlara doğru
Örgütlü olmanın bereketiyle birleştik, birleştikçe büyüdük ve güçlendik
Psikopatik zevzeklerin kuru gürültüsü
Re’sen Atama Hangi Aklın Kârı
Geçmişten Günümüze: Maarifin Aynasında Bir Milletin Yüzü