Yazı
Yazar : Mehmet SEZER
772 Görüntülenme
İz Bırakmak
Mehmet SEZER

“Zulüm bizdense ben bizden değilim…” diyor Rachel Corrie.Nasıl oldu da tüm dünyaya ışık saçtı.Biraz bahsedelim

Size bir kızdan bahsedeceğim adı Mary, Caterpillar Firmasında sekreter, bir evi var, arabası var, erkek arkadaşı var, hafta sonları Alaska’ya balık yemeğe gidiyor, akşamları televizyon karşısında çekirdek çıtlatarak önce Show’u izliyor arkasından da zapping yaparken gözüne Gazzeli çocuklar ilişiyor, “ay içim kalktı ” diyor hemen değiştiriyor kanalı çekirdek çıtlatmaya devam ediyor bir ara Facebook hesabına bakıyor gelen mesajları okuyor profilini “canım çok sıkkın, bir soğuk bira benim arkadaşım” diye değiştiriyor. Sonra en sevdiği NBA Takımı Chicago Bulls’un maçını izleyip yarın işe gitmek üzere yatıyor, diğer gün bir kaza da ölüyor, herkesin ölümü gibi sıradan bir ölüm işte,


        Başka bir kız Adı Rachel, Olimpia’da oturuyor 2,5 yaşında annesine “anne cesarette büyür mü?” diye soruyor.


1989'da Okulunda Yaptığı Konuşma


8 yaşında okulunda yapılan bir etkinlikte yazdığı bir makale’de “ 2000 yılında dünyada ki tüm çocukların mutlu olacağı, savaşların son bulacağı bir dünya düşlüyorum” diye yazıyor, Fakat büyüdüğünde öyle olmuyor, Hindistan, Kamboçya, Afrika, Sudan, Andora, Filipinler dünyanın birçok yerinde çocuklar ölmeye devam ediyor. Rachel bir Amerikalı olarak dünyanın neresinde olursa olsun bu zulümlerden ülkesinin parmağı olduğunu biliyor ve kendisini sorumlu hissediyor, ailesine gitmek istediğini belirtiyor onlar önce göndermek istemiyorlar, ısrar edince “bari Hindistan’a git orada tanıdıklarımız var” diyorlar, Rachel buna da razı olmuyor ve birkaç arkadaşı ile beraber en zor yere; yani Filistin’e gidiyor. Önce Refah’ta haince yıkılan birçok su kuyusundan sonra kalan tek su kuyusunu yıkmasınlar diye başında bekliyor sonra da eylemler düzenliyor, Amerika’daki dostlarına ulusal gazetelere sürekli Filistin’deki durumu anlatan mektuplar yazıyor, savaşa rağmen çocuklarla oyunlar oynuyor, onlara İngilizce öğretiyor, onlardan Arapça öğreniyor, tamda makalesinde yazdığı gibi bir dünya için çalışıyor, Tarihler 16 Mart 2003 ‘ü gösterdiğinde yaralı çocukları düşünerek en çok İsrail askerleri tarafından yıkılmak istenen bir doktorun evinin önünde etten duvar örüyor, Bir zamanlar Amerika’da babasının da kullandığı fakat burada özel yapım bir Caterpillar buldozer üstüne üstüne geliyor, o öylece bekliyor, dozer geliyor, o bekliyor, Belki de merak ediyor bir Amerikalı da Filistinli gibi kolayca öldürülebilir mi? Ve dozer korkutmak için değil öldürmek için geliyor bir ileri bir geri iki defa üstünden geçiyor, altın saçlı dünya güzeli Rachel, bembeyaz beton oluyor, arkadaşları hastaneye götürüyorlar fakat Rachel ölümsüz bir avaz olarak çığlık çığlık göğe yükseliyor,

Onca medya baskısına rağmen, onca sansüre rağmen Rachel Corrie efsanesi dilden dile, ilden ile, gönülden gönüle yayılmaya devam ediyor. Artık dünyanın neresinde olursa olsun Filistin bayrakları yanında Rachel’in resimleri de en yükseğe kaldırılıyor, o hep hak ettiği yere. Dünyanın bütün direnişçi çocukları, dünyanın bütün devrimci çocukları ‘Rachel gibi olmak’dersine çalışıyorlar. Rachel, mensubu bulunduğu ülkenin iyice dibe çektiği insanlık bayrağını tek başına yeniden göndere çekmiştir. Rachel ailesine yazdığı mektuplarda kendisi yirmi bir yaşındayken bile farkında olmadığı dünyadaki küresel oyunlar hakkında oradaki sekiz yaşındaki çocukların dahi, daha çok şey bildiğini itiraf ediyor.

Rachel buldozer üstüne gelirken kendisine ‘kaç kaç ‘ diyenlere hiç aldırmadı çünkü bir misyonu vardı. Rachel Filistin üstüne bilmesi gereken her şeyi biliyordu. Ailesine yazdığı mektuplarda savaşa ve her şeye rağmen, Filistinli çocukların, Filistinli ailelerin güleryüzüne, morallerine, insanlığına hayran kalmıştı. Filistin ile yapılan bütün antlaşmalar alınan kararlar bütün istatistikler, tarihsel veriler, Rachel bunların hepsini biliyordu ve medyanın bilgilenmesi içinde Amerika’da ki arkadaşları ile birlikte gösteriler organize ediyorlar, pankartlar asıyorlar, e posta zincirleri kuruyorlar, yürüyüşler düzenliyorlar kısacası gencecik ruhu ile ve tertemiz aklı ile bir kuş gibi çırpınıyordu. Yazdığı mektuplarda, “buraya gelinmeden istediğin kadar bilgilenmeye çalış bu manzarayı görmeden, vahim durum hakkında bilgi sahibi olamazsın” diyordu. Evet, bu da gösteriyor ki durum bizim bildiğimizden bize anlatılandan çok daha vahimdi. Rachel ailesine“keşke buraya sizde gelebilseniz” diyordu aslında ailesine değil kendisini bu vahşete ortak olmak istemeyen herkesi yanına çağırıyordu. Rachel hala Filistin de bizi bekliyor farkında mısınız?


Adına Düzenlenen  Bir Anma Etkinliği


Rachel’in ölümüyle birlikte Filistin ciddi manada Amerikan halkının gündemine girdi. Amerika’da bazı meclis üyelerinin Rachel’in ölümü hakkında yaptıkları çalışmalar bir şekilde bertaraf edildi üstü örtüldü. İsrail internet ortamında rachel gerçekleri diye bir site kurup, aslında rachel’in teröristlere yardım ettiğine dair propokanda yaptılar, buldozerin önüne kendisini attığını iddia edecek kadar komikleştiler fakat bir gerçek vardı an ve an ezilişi görüntülenmişti ve dünyanın tüm vicdan sahibi insanları Rachel’in yanında saf tutuyorlardı, o haberleri mektupları ve yazıları ile yapamadığını ölümü ile yapmış hep dile getirdiği Amerikalı olduğu için kendini suçlu hissetmesinin yükünü üzerinden atmıştı. Bir melek kadar safiyane ve vicdanı sorumluluğunu yapmış adını mazlumların tarihine altın harflerle yazdırmıştı.

23 yaşında İsrail tarafından vahşice ezilerek öldürülen Rachel Corrie vicdanı şahlanış mücadelesi bir çığ gibi dünya çapında büyüyor. Belgeseller çekiliyor, anma etkinlikleri düzenleniyor, şarkılar yazılıyor, Tiyatrolar oynanıyor. Tüm bu çalışmalarla ilgili Rachel Ailesi şu açıklamayı yapıyor; “Eğer Rachel bizi dinliyor olsaydı ilginin kendisine değil de ölen masum insanlara gösterilmesini isterdi ve sorunları çözmek için daha yaratıcı fikirlere ihtiyaç olduğunu belirtirdi. Sadece Filistin’de değil dünyanın bir çok yerinde savaş açlık, zulüm ve baskının devam ettiğini bize hatırlatırdı. Bizden tüm bu acıları dindirmemizi ve bunun için bir yol bulmamızı isterdi.”

Şimdi Rachel’ın bitirdiklerini devam ettirmek biz yaşayanlara miras kalmıştır, kötülüğün üstüne gitmek, zalime karşı dik durmak, duyarlı olmak, vicdan sahibi olmak, bizi rachel ruhuna biraz daha yaklaştıracaktır.

Rachel’in insan kardeşlerine, yani bizlere iki seçenek kalıyor,
Ya Rachel’ın rüyasını göreceğiz,
Ya da Rachel kabus gibi rüyalarımıza girecek.

MEMUR-SEN
KONFEDERASYONU
EĞİTİMCİLER BİRLİĞİ
SENDİKASI
Zübeyde Hanım Mahallesi Sebze Bahçeleri Caddesi No:86
Altındağ - Ankara / TÜRKİYE
Tel : 0.312 231 23 06 Faks : 0.312 230 65 28
ebs@ebs.org.tr
Copyright © Eğitim Bir Sen