Bir memurun toplu sözleşme masasında yaşadığı gerçekleri sizlerle paylaşmak istiyorum.
Türkiye’de kamu görevlileri yıllardır sendika çatısı altında hak arıyor ama ne yazık ki, 4688 sayılı Kanun olduğu sürece bu mücadele büyük emekler verilmesine rağmen kazanım oranı sınırlı kalabiliyor.
Peki neden?
İşçiler, çalıştıkları geçmiş 6 ayın enflasyonuna göre zam pazarlığı yapıyor.
Memurlar ise gelecek 6 ayın tahmini enflasyonuna göre.
Yani biri yaşanmış gerçeği (gerçekleşmiş enflasyonu) diğeri belirsiz bir hayali tahmin üzerinden pazarlığı(yani gerçekleşecek enflasyonu) konuşuyor.
Kazanım farkı nasıl?
İşçilerde bir talep kabul edilince hemen tutanak tutulur, imzalanır ve dosyaya girer.
Memurlarda ise uzlaşı sağlansa bile kayıt altına alınmaz, bir kenarda bekletilir tüm görüşmeler yapıldıktan sonra uzlaşılan konular oransal zam kabul edilirse uzlaşılan konular imza altına alınır.
Sendikaya üye olmak neden önemli?
İşçilerde yalnızca sendika üyeleri kazanımlardan yararlanır. Bu durum örgütlülüğü güçlendirir.
Memurlarda ise üye olsun olmasın, herkes aynı kazanımı alır. Bu durumda örgütlülüğü negatif yönde etkiler.
Bu durum sendikalaşmayı zayıflatıyor, mücadeleyi toplu değil bireysel hale getiriyor.
Anlaşmazlık olursa?
Dosya Hakem Kurulu’na gider ama…
11 kişilik kurulun 7’sini Cumhurbaşkanlığı atar.
Yani 'tarafsız' olması gereken hakem, çoğu zaman noter heyetine dönüşüyor.
Yetkili sendika ne kadar yetkili?
Masada otursa da çalışma bakanlığı mesajı net verir:
“Kalkarsan yedeğin hazır.”
Bu mesaj, gerçek bir toplu pazarlığın önünü tıkar.
Peki ya kazanımlar?
• 2002–2005 (KESK): 0 kazanım.
• 2005–2011 (Kamusen): 0 kazanım.
• 2011–2025 (Memur-Sen): 88 kazanım.
Bu 88 kazanım memurun alım gücünü bir miktar arttırsada enflasyonist ortamda memura sadece nefes alma imkanı tanıyor.
SONUÇ:
4688 sayılı yasa değişmediği sürece;
❌ Grev hakkı yok.
❌ Adil hakem sistemi yok.
❌ Etkili sendikal mücadelenin dozu düşüyor
❌ Toplu sözleşme süreci bakanlığı ikna etme sürecine dönüşüyor.
Sözün özü şu;
Sendikacılığın güçlü görünmesi değil, güçlü olması gerekiyor.
Ve bunun yolu, önce 4688’i değiştirmekten geçiyor.
1,5 MİLYON EĞİTİM ÇALIŞANININ TALEPLERİNİ TOPLU SÖZLEŞME MASASINA TAŞIYACAĞIZ
Tatilde de Ara Vermeden Sizler İçin Çalışıyoruz
Hep Birlikte Yeniden
Prof. Dr. Aykut Gül Hoca'dan Üniversite Öğrencilerine Altın Değerinde Öğütler
Küresel Vicdani Çöküş Ve İnsani Duruş
4688 Sayılı Kanun Değişmeden Memurlar İçin Hiçbir Şey Değişmeyecek!
Kalp Fenerini Söndürmeyenlere Selam Olsun
Çanakkale-Gazze Hattında İnsan-ı Kâmili Aramak
Bizimle canlanacak nice umutlara doğru
Destansı Yürüyüş, Umudun Zaferi, Birliğin Gücüyle Büyüyen Başarı Hikâyesi
Psikopatik zevzeklerin kuru gürültüsü
Re’sen Atama Hangi Aklın Kârı
Yükseköğretimi Dönüştüren Çağrı: Bir Kongrenin Ardından