Büyük Eğitim-Bir-Sen teşkilatının 17. Türkiye Buluşması 2-4 Aralık 2022 tarihlerinde Antalya’da gerçekleşti. 81 ilden gelen sendikamızın yöneticileri, bu dâvâya gönül vermiş cesur ve yürekli başkanlarımız Akdeniz’in sıcak ikliminde ve misafirperverliğinde buluştu.

      Merkez teşkilatımız, tüm illerin yönetim kurulları, kadınlar komisyonu başkanları ve ilçe başkanlarının katıldığı 17. Türkiye Buluşması, şölen havasında gerçekleşti. Katılımcıların ülkemizin dört bir tarafından güvenli bir şekilde Antalya’ya ulaşmasından konaklama imkânlarına, açılış programından komisyon ve alan toplantılarına, il teşkilat toplantılarından kapanışa kadar her bir detay en ince ayrıntısına kadar düşünülmüş ve hayata geçirilmişti. Tüm illerin yüksek düzeyde katılım sağladığı programa bizler de Adana teşkilatı olarak tam kadro katıldık. On gün öncesinden başlayan yolculuk heyecanımız, büyük teşkilatımızın tüm il temsilcilerinin ve Genel Merkez temsilcilerimizin heyecanına karışarak büyüdü. “Gideceğimiz yoldan emin isek engeller ancak dinlenme noktamız olur.” diyerek başladı yolculuğumuz. Çok şükür ki bir engelle karşılaşmadan zorlu Mersin- Antalya sahil yolunu aşarak vardık varış noktamıza.

      Konaklayacağımız yerin henüz kapısındayken teşkilatımızın kucaklayıcı tavrıyla karşılandık, bilgilendirildik ve büyük buluşma için yerimizi aldık.

      Şahsen farklı bir heyecan ve merak içerisinde idim. Türkiye’nin dört bir yanından gelen Kadınlar Komisyonu Başkanlarımızla tanışacak, bir araya gelecektim.  Ülkemin her bir köşesinin farklı bir rengini görecek, farklı bir kokusunu duyacaktım. Kadınların gücünü, örgütlülüğünü, teşkilat bilincini, liderlik yönlerini görecek, her birinin farklı bir artısını koyacaktım heybeme.

      Kadınların toplumda ve iş hayatında ne denli farklı zorluklarla mücadele içinde oldukları aşikârdır. Ancak kadın, kadının hâlinden anlar. Zorlu hayat ve iş mücadelesinin içerisinde ailesinden, çocuklarından, evindeki sorumluluklarından feragat edip şehir dışına çıkabilmek de herkesin harcı değildir ve bu güç, bu irade takdire şayandır. Bunu ancak Eğitim Bir Sen’in lider, cesur, planlı, güçlü ve örgütlü kadınları yapar. Nitekim Antalya’da ülkemizin dört bir yanından bu gücü ve cesareti gösterebilmiş; örgütlü güce, örgütlü kadın gücüne inanmış ışıl ışıl kadınlarla tanıştım, her birinden güç aldım.

      Eğitim-Bir-Sen Kadınlar Komisyonu; teşkilatımızın üye sayısının yarısından fazlasını oluşturan kadınlarımızın yanında kadınlar olarak durmak, halden anlamak, “kadınların haklarını daha sağlam bir zeminde savunmak ve sahada biz de varız”, diyerek sendikamızın gücüne güç katmak, bu dâvâya kadınlar olarak da omuz vermek misyonu ile kurulmuş, işleyen güçlü bir sistemdir. Kadınların toplumda ve meslek hayatında daha fazla temsil edilmesi gerektiğine inanmakta ve bu yönde çalışmalar yapmaktayız. “Toplumun yarısını kadınlar oluşturur; diğer yarısını da kadınlar yetiştirir.”  Bu farkındalıkla Eğitim Bir Sen, kadın üyelerini değerli kılmış; bu değeri ve farkındalığı tüm üyelerine her fırsatta hissettirmiştir. Bir kadın olarak bu teşkilatta bulunduğum için; ‘Diğerlerine göre değil değerlerine göre sendikacılık’ ahlâkını gözeten bir konfederasyonun üyesi olduğum için; kadın gücüne inanmış ve her türlü desteği ile yanımızda olan bir teşkilatın temsil makamında olduğum için gurur duyuyorum.

      Adana Eğitim-Bir-Sen Şube Kadınlar Komisyonu Başkanı ve tüm kadın Başkanlar olarak 17. Türkiye Buluşması’nda, Kurucu Genel Başkanımız Mehmet Akif İNAN’ın sağlam duruşunun gölgesinde; Genel Başkanımız Ali YALÇIN’ın kararlı, istikrarlı, derleyici ve toparlayıcı duruşunda; Genel Merkez Kadınlar Komisyonu Başkanımız Sıdıka AYDIN ve ekibinin kadın gücüne inanmış, adanmış, destekleyiciliği ve birleştiriciliğinde; Adana Şube Başkanımız Mehmet SEZER’in (bu dâvâda bana da sorumluluk vererek, güven duyarak, her koşulda destekçim olarak) asla pes etmeyen, ertelemeyen ve üşenmeyen liderliğinde, birlerden yüz binlere gelişimizi daha da idrak ederek bir kez daha dedik ki: İyi ki Eğitim-Bir Sen var ve İyi ki Eğitim-Bir-Sen’liyiz.

Osman Gazi’nin: “Bizim dâvâmız kuru bir kavga ve cihangirlik dâvâsı değildir.” sözünün ışığında: Bizim dâvâmız insandır diyerek haydi bir kez daha sarılalım insana; daha sıkıca, daha sıkıca…