Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, millet ve devlet olarak ortaya konulan ‘Büyük Türkiye’ idealinin kirli bir küresel operasyonla hedef alındığına şahit olduklarını ifade ederek, “Yolsuzluk ve paralel devlet iddialarının üzerine kararlılıkla gidilmelidir” dedi.
Eğitim-Bir-Sen 27. Başkanlar Kurulu toplantısı Abant’ta başladı. Toplantının açılışında konuşan Genel Başkan Ahmet Gündoğdu, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Suriye, Mısır, Somali, Arakan ve Doğu Türkistan başta olmak üzere birçok yerde insanlık dramlarının yaşandığını belirten Gündoğdu, “Antidemokratik uygulamaların ve insan hakları ihlalinin adeta zirve yaptığı bu dünyada yaşanan sorunlara kayıtsız kalmayan, insanlık ailesinin vicdanını temsil eden bir sendikayız” şeklinde konuştu.
17 Aralık Operasyonu Küresel Sermayenin Kirli Bir Oyunudur
Türkiye’de, 12 Eylül 2010 referandumu ile birlikte, bir asrı aşkın süredir devam eden, bazen açık, bazen gizli şekilde varlığını sürdüren vesayet sistemine son verildiğini söyleyen Gündoğdu, şunları söyledi:
“Bu durum, aynı zamanda eylem ve tavırlarını bağımsızlık temelinde belirleyen yeni Türkiye fotoğrafını da ortaya çıkarmıştır. Yeni Türkiye, içeride ve dışarıda bazı odakları memnun etmemiştir. Yolsuzluk iddia ve ithamları üzerinden başlatılan 17 Aralık Küresel Operasyonu, ‘egemen millet’ ve ‘bağımsız devlet’ duruşundan rahatsızlık duyan küresel yapının ve onun uzantılarının ‘yolsuzluk iddiaları’ kılıfı giydirilmiş yeni senaryosudur. Bu yönüyle, operasyon ile devleti, milleti ve hükümetiyle birlikte Türkiye hedef alınmıştır. 7 Şubat, Gezi Parkı olayları ve 17 Aralık Operasyonu, küresel sermayenin kirli bir oyunudur. Milletin egemen, devletin bağımsız olmasından rahatsızlık duyan iç ve dış odaklar, 17 Aralık’ta, yeni bir vesayet tesis etmek için son bir darbe vurmak istemiştir. ‘Yolsuzluk’ sosuyla servis edilen 17 Aralık Küresel Operasyonu konusunda bizim görüşümüz nettir. Küresel operasyonla birlikte ‘yolsuzluk’ ve ‘paralel devlet’ olmak üzere ortada iki de iddia vardır. Her iki iddianın üzerine de kararlılıkla gidilmelidir. Yolsuzluk iddia ve ithamlarının, hukukun genel ilke ve kurallarına uygun olarak kimse peşinen mahkûm ya da masum ilan edilmeden araştırılması, soruşturulması ve gerekli yargı süreçlerinin işletilmesi aklıselimi devre dışı bırakanlar hariç bütün toplumun ortak beklentisidir. Şu hususun altını özellikle çizmek istiyoruz. Yolsuzluk iddialarıyla ilgili yargı sürecine; herkes hem ‘masumiyet karinesi’nin hem de ‘tarafsız ve bağımsız yargı’ ilkesinin hilafına olacak eylem ve tutumlardan özenle kaçınarak destek verilmeli, yargıyı etkileyecek ya da töhmet altında bırakacak beyanlardan kaçınılmalıdır.”